DEVA Partisi Genel Lideri Ali Babacan, Hatay’da partisinin Kırıkhan ilçe kongresinde konuştu. Rusya-Ukrayna savaşına ait değerlendirmelerde bulunan Babacan, yanı sıra Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP Genel Lideri Bahçeli’nin yeni anayasaya gereksinim olduğuna dair açıklamalarını hatırlatarak, şu sözleri kullandı: “13 ay oldu, yazmaya başladığınız yeni anayasa nerede?”
‘28 Şubatçı arıyorsanız, birebir gemide olduğunuz Perinçekgillere bakın’
“Sayın Erdoğan diyor ya “en küçük bir teklif ortaya koyamıyorlar” diye. Biz 45 sayfalık, tam bir mutabakat metnini teklif olarak ortaya koyduk. Görmediyse görmesini, okumadıysa okumasını tavsiye ediyorum. Ben artık kendisine buradan soruyorum. Pekala anayasa konusunda kendi teklifi neymiş? Duyan var mı? Gören var mı? Peşinden de krizlerin ortağı durur mu, o da koşmuş çabucak. Üzerinden tam 13 ay geçmiş, lisana kolay. Sayın Erdoğan, Sayın Bahçeli: Yazmaya başladığınız yeni anayasa nerede? Bir de şu var; sakın ola o denli sağa sola 28 Şubatçı falan demeyin. 28 Şubatçı arıyorsanız Beştepe’de sağınıza solunuza bakın. Tıpkı gemide olduğunuz, rotayı teslim ettiğiniz Perinçekgillere bakın.”
‘Sayın Erdoğan kendisini ‘milli irade’ zannediyor’
“Sayın Erdoğan ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ulusal iradeye tehdittir’ demiş. Oksimoron diye bir tabir vardır. Birbiriyle zıt iki kavramın birebir anda kullanılması demek. Konuştuğu tam bir oksimoron. Ulusal iradenin en geniş temsille tecelli ettiği yer parlamentodur, yani Meclis’tir. Seçimde oy kullananların 90’ı, 95’i Meclis’te temsil edilir. Parlamenter sistem tam da ulusal iradenin en güçlü halde hayata geçirileceği sistemin ismidir. Fakat Sayın Erdoğan’ın zihni şöyle işliyor: ‘Ben 50+1’le seçildim. Yani ulusal irade benim.’ Kendisini ulusal irade zannediyor. ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ulusal iradeye tehdittir’ derken de aslında, ‘bu sistem benim irademe tehdittir’ demek istiyor. Vaktinde sen 50+1’le seçilmiş olabilirsin, fakat, meclisin temsil gücü 90’dır, 95’dir. Temsilde Meclisle yarışamazsın.”
‘Şehirlere bombalar yağarken, Rusya’daki rejimin yanında saf tutanların, demokrasimiz hakkında söyleyecek tek bir kelamı olamaz’
Ukrayna’nın işgali, tüm dünya için bir turnusol kağıdıdır. Zira bu savaş; demokrasi ile otokrasi ortasındaki bir savaştır. Geçen gün Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda Rusya’yı kınama oylaması yapıldı. ‘Rusya’yı kınamayalım’ diyen ülkeler, Rusya’nın yanında kümelenen devletler; Belarus, Kuzey Kore, Eritre ve Suriye… Çekimserler kalanlar da Çin, Kazakistan, Vietnam, Küba, Laos, Moğolistan, Pakistan, İran falan… Bizim safımız, yurtta ve dünyada demokrasinin ve barışın yanıdır. Bizim safımız; demokratik hukuk devletlerinin yanıdır. Bizim gayemiz; hukukun üstünlüğünün hem ülkemizde hem de milletlerarası alanda tesis edilmesidir. Kentlere bombalar yağarken, Rusya’daki rejimin yanında saf tutanların, demokrasimiz hakkında söyleyecek tek bir kelamı olamaz. Doğudan gelen postal seslerine alkış tutanların, Türkiye’de demokrasisi hakkında söyleyecek tek bir kelamı dahi yoktur, olamaz.”
‘DEVA Partisi varken helal tek bir lokmanızı kimse elinizden alamaz’
“Vaktinde AK Parti’ye gönül vermiş dostlarıma seslenmek istiyorum. Sizler, verdiğiniz haysiyet gayretini zaferle taçlandırmış insanlarsınız. Türkiye’nin Erdoğan-Bahçeli-Perinçek troykasını hak etmediğini en uygun sizler biliyorsunuz. Gelin, yesyeni bir birliktelikle ülkemize hizmet edelim. Gelin, ülkemize yoksulluğu dayatan bu Kriz İttifakı’na güzelce bir ders verelim. Gelin, dış siyasette önemli bir eksen sıkıntısına yol açan bu otoriter ittifakı bir arada sona erdirelim. Gelin daima birlikte “herkes için adalet” diye haykıralım. Unutmayın, DEVA Partisi varken hiç kimse sizin hakkınıza göz koyamaz. Helal tek bir lokmanızı kimse elinizden alamaz. Ayrıyeten biz, bugün gasp edilmiş hakların da tamamını iade edeceğiz.”
‘Beştepe’de gösteri yapanlar, taban fiyatın alım gücünü iki ayda tam 716 lira eritti’
“Dün şubat ayı enflasyon sayıları açıklandı. Resmî enflasyon 20 yıl sonra birinci sefer yüzde 50’yi aştı. Üretici fiyatlarında ise iktidardaki otoriter iştirak Türkiye’yi üç haneli enflasyon periyoduna geri götürdü. Üretici fiyat enflasyonu tam 105 oldu. Üstelik bunlar TÜİK’in sayıları. Gerçek enflasyon, bu sayıların da çok üstünde. Türkiye bu iktidar yüzünden yine “kronik yüksek enflasyon” periyoduna girdi. Vatandaşlarımızın satın alma gücü yeterlice düştü. Beştepe’de minimum fiyata artırım yapıyoruz diye gösteri yapanlar, minimum fiyatın alım gücünü iki ayda tam 716 lira eritti. Esasen açlık sonunun altına düşen taban fiyat tümüyle manasını yitirdi. Dünyaya ‘Beştepe Mükemmeller Diyarı’ndan bakan Sayın Erdoğan, ‘Enflasyonu düşüreceğiz’ diye masal anlatırken, ülkemiz G-20 ülkeleri ortasında yüksek enflasyonda birinci sıraya çıktı.”
‘Enflasyon tek haneli düşük düzeylere indiğinde ülkenin cumhurbaşkanı artık kendisi olmayacak’
“Sayın Erdoğan’a yarınlarla ilgili bir güzel, bir de berbat haberim var demiştim. Evvel düzgün haberden başlayalım. Evet, Türkiye’de enflasyon kesinlikle düşecek. Tek haneli düzeylere gerileyecek. Hepimiz için güzel olan haber bu. Lakin kendisine bir de makûs haberim var: Enflasyon tek haneli düşük düzeylere indiğinde ülkenin cumhurbaşkanı artık kendisi olmayacak. Daha evvel, 2002 ve 2008’de nasıl iki kere ülkemizi krizden biz çıkarttıysak, bu krizden çıkartmak da tekrar bize düşecek. Güçlü, sürdürülebilir ve kapsayıcı bir büyüme modelini hayata geçirerek ülkemize bolluk devrini tekrar yaşatacağız.”
‘Resmî Gazeteyi, adeta atlama sırığına çevirdiler’
“Ranta dayalı bu ekonomik sisteme de bir son vereceğiz. Bu rant öylesine makûs bir alışkanlık ki, bir bulaştınız mı kurtulması çok güç oluyor. Tabiata bakarken bile çabucak rant gözlüklerini takıyorlar. Geçen gün Resmî Gazete’de bir maden yönetmeliği yayınlandı. Neymiş? Elektrik üretiminde kullanılan maden alanı, zeytinlik alan içinde kalırsa, alanda madencilik faaliyeti yürütülebilirmiş. Daha evvel Danıştay tarafından engellenen, akabinde vatandaştan gelen itirazlarla geri çekilen bir teşebbüsü artık de Resmî Gazete marifetiyle yapmak istiyorlar. Resmî Gazete’yi, adeta atlama sırığına çevirdiler resmen. Anayasa’nın ve kanunların üstünden atlamak istediklerinde alıyorlar ellerine Resmî Gazeteyi.”
‘Zeytin ağaçlarından ellerinizi çekin’
“Zeytinliklerimize göz koyanlara sesleniyorum: Şu rant gözlüklerinizi iki dakika çıkartın da biraz tabiata ve toprağa bakın. Zeytin ağacına niçin ‘ölmez ağacı’ demişler diye bir düşünün. Karar alırken, bundan sonraki kuşaklara bırakacağınız ülkeyi aklınıza getirin. Sizin, yarınlara yaşanabilir bir ülke bırakma zorunluluğunuz var. Bolluğun, barışın, bilgeliğin sembolünden, her kültürde kutsal kabul edilen zeytin ağaçlarından ellerinizi çekin.”
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
