DEVA Partisi Genel Lideri Ali Babacan, partisinin Diyarbakır’ın Dağkapı Meydanı’nda düzenlediği iftar programına katıldı. Burada yaptığı konuşmasını Kürtçe “Afiyet olsun” manasına gelen “Noşi can be” diyerek tamamlayan Babacan şu tabirleri kullandı:
‘Bu ülke her türlü zorluğu aşabilecek güçte’
“Bir yandan ülkemizin haline üzülüyoruz. Öte yandan da çabucak yanı başımızdaki coğrafyaya bakıyor ve şükrediyoruz. Çok çalışmak zorundayız. Buyruk olunduğu üzere dosdoğru çalışmak zorundayız. Bu büyük ülke, bu hoş ülke, her türlü zorluğu aşabilecek güçtedir. Kâfi ki yeterli yönetilsin, istişareyle yönetilsin. Kâfi ki gerçek demokrasiyle yönetilsin.”
‘İyi niyetle yapılan teşebbüslerin topyekûn karalanmasına karşıyız’
“Çok yakın bir geçmişte silahların sustuğu, insanların büyük umutlarla barışa inandığı, barışı beklediği günler yaşadık. Bu meydanlar yalnızca acılara değil; umuda, huzura da tanıklık etti. Yanlışıyla sevabıyla makul süreçler yaşandı. Biz, vaktinde yeterli niyetle yapılan birtakım teşebbüslerin topyekûn karalanmasına karşıyız.”
‘Hakkın, hukukun, özgürlüklerin pazarlığı olmaz’
“Geriye dönüp baktığımızda, yanlışlar yapıldığını da görüyoruz. Daha evvel söyledim, tekrar söylüyorum. Hakkın, hukukun, özgürlüklerin pazarlığı olmaz. Hak, olduğu üzere tanınır. Fakat çatışmanın da sonsuza dek sürmesi kabul edilemez. Bunun sona ermesi için de ne yapılması gerektiğini çok uygun biliyoruz.”
‘Kuru kardeşlik sloganları atmıyoruz, eşitlik diyoruz’
“Geçmişimizden, yaşadıklarımızdan ders alacağız. Gerçek bir demokratik tertibi daima birlikte kuracağız. Özgür, varlıklı ve güçlü bir Türkiye’yi daima bir arada inşa edeceğiz. Biz, kuru kardeşlik sloganları atmıyoruz. Biz, eşitlik diyoruz. Eşit vatandaşlığın altını kalın kalemle çiziyoruz.”
‘Eşit vatandaşlık olsaydı demokrasiye kayyum gölgesi düşmezdi’
“Türkiye’de şayet eşit vatandaşlık olsaydı, herkesin iradesine eşit derecede hürmet duyulurdu. Eşit vatandaşlık olsaydı, demokrasimizin üstüne kayyumların gölgesi düşmezdi. Eşit vatandaşlık olsaydı, kentlerimizde seçmen iradesi gasp edilmezdi. Eşit vatandaşlık olsaydı, bu topraklarda konuşulan hiçbir lisan yok sayılmazdı. Hiçbir lisana ‘bilinmeyen dil’ muamelesi yapılmazdı.”
‘Hedefimiz eşit vatandaşlık unsurunu hâkim kılmaktır’
“Hedefimiz; ülkemizde eşit vatandaşlık prensibini hâkim kılmaktır. Türkiye’nin, kimsenin kimseye üstünlük taslamadığı bir ülke haline gelmesidir. Herkesin kendi kimliğiyle, olduğu üzere kabul edildiği bir Türkiye’yi inşa etmektir. Hayalimizdeki Türkiye, hepimizin Türkiye’sidir. Etnik, dini, mezhebi ve kültürel tüm çeşitliliğimizi sahipleniyoruz. Çeşitliliği en değerli zenginliğimiz olarak kabul ediyoruz. Herkesin kendisini eşit ve onurlu vatandaş hissettiği Türkiye maksadımıza, daima bir arada ulaşacağız.”
‘Tutuklanan bir siyasetçi hastalığı ilerlemesine karşın cezaevindeyse haksızlık vardır’
“Hak ve özgürlükler konusunda çok önemli sıkıntılar yaşıyoruz. Şayet bir baro lideri, televizyondaki bir tartışma programında, beğenin ya da beğenmeyin, fikirlerini söz ettiği için gözaltına alınmış, gaye gösterilmiş ve bu onun canına mal olmuş ise o ülkede özgürlük sorunu vardır. Şayet, tutuklanan bir siyasetçi, hastalığının ilerlemesine karşın hâlâ cezaevinde tutuluyorsa o ülkede haksızlık vardır. Şayet şiddet içermeyen, yakın tehlike oluşturmayan fikirler, ‘terör örgütü propagandası’ gerekçesiyle ceza alıyorsa o ülkede hak hukuk kalmamıştır. Tüm bunlar vicdanlarımızı yaralayan gelişmeler. Biz özgürlük diyoruz. Tabir özgürlüğünün sonları, o denli ideolojik konumlara nazaran genişletilip daraltılamaz. Herkes keyfine nazaran bu hudutları belirleyemez.”
‘Meşru demokratik siyaset kanallarını tıkayan uygulamaların karşısına çıkacağız’
“Biz, hukukun dışına çıkan her türlü uygulamaya itiraz ediyoruz. Zira özgür ve varlıklı bir Türkiye’ye giden tek yol, yasal demokratik siyasetten geçer. Meseleleri legal, demokratik siyaset yoluyla çözeceğiz. Legal demokratik siyaset kanallarını tıkayan her uygulamanın karşısına dimdik çıkacağız. Tam demokrasi yolunda durmadan, canla başla çalıştık, çalışıyoruz.”
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
