İyi huylu prostat büyümesinin bilhassa 50 yaşından sonra erkeklerde yaygın olarak görüldüğünü söyleyen Üroloji Uzmanı Doç. Dr. İlter Alkan, ilaçla tedavinin kâfi olmadığı yahut kısa-uzun periyotta birtakım yan tesirleri olduğu vakit hastalığın seyrine nazaran cerrahi süreç önerebildiklerini lisana getirdi. Doç. Dr. Alkan, “Yapılan çalışma gösteriyor ki prostat büyümesi tedavisinde bilhassa ‘altın standart’ olmaya aday HOLEP üzere büyüyen dokunun büsbütün alındığı kapalı prostat operasyonları sonrası hastaların yüzde 85’inin ilaç tedavisine gereksinimi kalmıyor” dedi.
ABD’de yeterli huylu prostat büyümesi olan endoskopik (kapalı) yolla operasyon geçiren ve takip edilen 5 bin 100 hasta üzerinde yapılan çalışmaya nazaran bilhassa büyüyen dokunun büsbütün alındığı HOLEP üzere kapalı cerrahi prosedürler sonrası hastaların yüzde 80-85’inde ilaç tedavisine muhtaçlığı kalmadığı görüldü.
HASTALIĞIN GÖRÜLME SIKLIĞI YAŞLA ARTIYOR
Çalışmanın sonuçlarını değerlendirip hastalığa ve tedavi prosedürlerine ait bilgi veren Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi Üroloji Uzmanı Doç. Dr. İlter Alkan, üroloji’ de en sık gördüğümüz rahatsızlıklardan bir adedinin âlâ huylu prostat büyümesi olduğunu belirtti. Hastalığın görülme sıklığı yaşla birlikte artıyor. İstatistiklere nazaran, uygun huylu prostat büyümesi 50 ile 60 yaş ortasında yüzde 50-60 oranında görülüyor. 70 yaş ve sonrasında bu oran yüzde 80-90 lara çıkıyor. Bu çalışmada kapalı prostat operasyonları sonrasında hastaların sorunu çözülmüş ve ilaç gereksinimi büyük oranda ortadan kalktığı gösterilmiş oldu. Bu sayede hastaların hayat uzunluğu ilaç kullanma zorunluğu kalmadığı üzere, daha kıymetlisi, hastalar ilaçların mümkün yan tesir risklerinden ve ilaç tedavilerinin maddi yükünden kurtulmuş oluyor.” diye konuştu.
“YAKINMALAR VE İDRAR YOLUNDAKİ TIKANIKLIĞA NAZARAN TEDAVİYE BAŞLANIYOR”
İyi huylu prostat büyümesi yaşayan şahısların tedavisinde evvel hastayı değerlendirip hangi tedaviye gereksinimi olduğunun belirlendiğini anlatan Doç. Dr. İlter Alkan, uygulanacak tedavi yaklaşımıyla ilgili şu bilgileri verdi:
“Hastanın yakınmalarına, yeterli huylu büyüyen prostatın dokusunun idrar yolunda yaptığı tıkanıklık ya da komplikasyon oluşturma riskine nazaran tedaviye karar veriyoruz. Kişinin fazla şikâyeti yoksa tıkanıklığı hafif derecedeyse öncelikle ilaç tedavisini tercih ediyoruz. Bazen ilaç kullanımına karşın hastanın şikâyeti geçmiyor ya da vakitle artabiliyor yahut ilaç kullanımına bağlı yan tesirler olabiliyor o vakit da ameliyatı tercih edebiliyoruz. Bu durumda ilaç tedavisiyle vakit kaybetmeden cerrahi tedavi uyguluyoruz. Bu noktada teknolojide çok kıymetli gelişmeler yaşandığını söyleyebiliriz. Bilhassa son yıllarda daha yaygın kullanılmaya başlayan. HOLEP (holmium Lazer teknolojisi) tekniği var. Bu teknoloji aslında yeni değil. 2000’li yılların başından bu yana kullanılıyor. Fakat teknolojinin uzun devir sonuçları görülmeye başladıkça çok avantajlı olduğu görüldü ve yeterli huylu prostat büyümesi cerrahi tedavisinde öncelikli bir prosedür haline geldi. Dünyada ve Türkiye’de bu formülü bilen üroloji uzmanı sayısı gitgide artıyor ve bizim ‘altın standart’ dediğimiz en uygun usul olarak kabul edilecek noktaya gelmek üzere” tabirlerini kullandı.
KANAMA RİSKİ DÜŞÜK
HoLEP teknolojisinin hem doktor hem de hasta açısından pek çok kazanım sağladığını söyleyen Doç. Dr. Alkan, “Ameliyat sırasında holmium lazer gücü kullanıyoruz hasebiyle kanama riski çok daha düşük oluyor. Kapalı bir cerrahi olduğu için de yatış müddeti çok daha kısa oluyor. Hastanın bir gece hastanede kalması çoklukla yetiyor, sonraki gün taburcu edebiliyoruz. Kapalı cerrahiyle doku büsbütün alındığı için de tekrarlama riski çok düşük oluyor.”
Bazı hastaların cerrahiden birtakım yanlış bilgiler nedeniyle çekince duyabildiklerini lakin bilhassa cerrahi gerektiren hasta kümesinde vakitle komplikasyon risklerinin artacağını olacağını belirten Doç. Dr. İlter Alkan kelamlarına şöyle devam etti: “İlaç kullandığımız sürece tesirli olmaktadır, ilacı kestiğiniz takdirde yakınmalar tekrar başlayacaktır. İlacı hayatınız boyunca kullanmanız gerekiyor, birtakım yan tesirleri de olabiliyor. Bunlar bireylerin cinsel hayatını olumsuz etkileyebiliyor. Ayrıyeten yapılan kimi bilimsel çalışmalarda; uzun müddet ilaç kullanımında demans, nörokognitif bozukluklar üzere hastalık risklerinin arttığına dair bilgiler bildirildi.”
İLAÇ TEDAVİSİNE GEREK KALMIYOR
Araştırmanın, bilhassa bütün dokunun alındığı (HoLEP gibi) kapalı metotların tesirini ortaya koyduğunu aktaran Doç. Dr. İlter Alkan, “ABD’de yapılan ve 5 bin yüz hastanın incelendiği çalışmada, endoskopik (kapalı; kesi gerektirmeyen) prosedürlerle tedavi edilen hastanın tekrar ilaç tedavisine muhtaçlık duyup duymadığı araştırılmış. Hastaların yüzde 80-85’inde ilaçlara gerek kalmadığı, kesildiği saptanmış. Bu da bilhassa HOLEP usulünün ne kadar tesirli olduğunu gösteriyor” diye konuştu.
“HoLEP TEKNİĞİYLE 150-200 GRAM PROSTATLARI TEDAVİ EDEBİLİYORUZ”
Bu teknikle birinci ameliyatları 2003-2004 yıllarında kendilerinin yaptığını söyleyen Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi Üroloji Uzmanı Doç. Dr. İlter Alkan, “HoLEP prosedürüyle 150-200 gram üzere büyük prostatları bile açık ameliyata gerek kalmadan kapalı halde yapabiliyoruz. Bu hastalar için büyük avantaj. Büyük prostatlarda HoLEP tekniğiyle açık ameliyatı kaldırmış durumdayız. Ameliyattan sonra hastalarda sertleşme sorunu de görülmüyor. Bu husus hastalarımız tarafından yanlış bilindiğinden kapalı operasyonlardan kaçınarak ilaç kullanmayı tercih edebiliyor. Lakin belirttiğim üzere âlâ huylu prostat büyümesi nedeniyle yapılan kapalı operasyonlardan sonra sertleşme kaybı riski epey düşüktür. Ayrıyeten prostat büyüme tedavisinde kullanılan ilaçların da libido kaybı, sertleşme sorunları üzere cinsel sorunlara yol açabileceğini unutmamak gerekiyor sözlerini kullandı.
Dr. Alkan ayrıyeten; hangi tedavi formülünün uygulanacağının birçok faktöre bağlı olduğunu en yanlışsız tekniğin seçimi için hastanın bir üroloji uzmanıyla karar vermesi gerektiğini” belirtti.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
